HAYATI ZORLUKLARLA DOLU
Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Ali Ercan, babaannesiyle birlikte büyüdü. Ailenin geçimini sağlamak için okulu bırakıp çobanlık yapmak zorunda kaldı. Ancak bu zorlu hayat, onun müziğe olan tutkusunu engelleyemedi. Çobanlık yaparken doğanın seslerini dinleyerek, içindeki melodiyle buluştu.
Askerlik dönüşü evlenen ve üç çocuk sahibi olan Ali Ercan, geçim sıkıntısı nedeniyle farklı şehirlerde çalışmak zorunda kaldı. Ancak müzik, onun hayatının vazgeçilmez bir parçasıydı. 1963 yılında Niğde'de bir gazino kiralayarak, türkülerini hemşehrileriyle buluşturmaya başladı.
ESERLERİYLE GÖNÜLLERDE TAHT KURDU
Ali Ercan, "Adana'ya Bir Kız Geçti Gördün mü?", "Karakaş Gözlerin Elmas", "Adaletin Bu mu Dünya?" gibi unutulmaz eserlere imza attı. Türkülerinde doğa, aşk, ayrılık ve toplumsal konuları işledi. 2004-2014 yılları arasında Kanal 7'de yayınlanan TV filmlerinde de rol alarak, sanatını farklı mecralarda da icra etti.
NİĞDE'NİN GURURU OLDU
Ali Ercan, Niğde'nin yetiştirdiği en önemli halk ozanlarından biri olarak kabul ediliyor. Türküleri, Anadolu'nun dört bir yanında yankılanmaya devam ediyor. 94 yaşında olmasına rağmen hala üretmeye devam eden Ali Ercan, genç ozanlara da ilham kaynağı oluyor.
Ali Ercan, sadece bir ozan değil, aynı zamanda bir kültür elçisi olarak yaşamını sürdürüyor. Türküleriyle Anadolu'nun zengin kültürünü gelecek nesillere aktaran bir değer olarak ön plana çıkan Niğdeli Ali Ercan, ölümsüz eserleriyle sonsuza kadar yaşayacak.
Öte yandan Ali Ercan, Niğde'nin ve Anadolu'nun gururu olarak, Türkiye'nin en büyük televizyon kanallarında Niğde'mizi de temsil etmeye devam ediyor.