Bizans’tan Selçuklu’ya, Karamanoğulları’ndan Osmanlı’ya uzanan çok katmanlı tarihi dokusuyla dikkat çeken köy, açık hava müzesini andıran yapısıyla öne çıkıyor.
Niğdeli Arkeolog Mustafa Eryaman’ın aktardığı bilgilere göre, Yeşilyurt Vadisi'nin her iki yakasında Osmanlı dönemine ait mahalleler, dere kenarındaki su değirmenleri, taş köprüler ve asırlık bahçe duvarları bölgeye tarihî bir atmosfer katıyor. Vadinin ova kısmında yer alan, halk arasında evliya olarak bilinen Şeyh Güzel Rahmetullah Aleyh Türbesi ile tarihi su sarnıcı ise köyün önemli manevi ve mimari değerleri arasında bulunuyor.

Bir dönem belde statüsünde olan ve daha sonra köye dönüşen Yeşilyurt, Karamanoğlu Beyliği’nden Yakup Bey tarafından inşa ettirildiği bilinen Karamanoğlu Camii gibi önemli eserlere de ev sahipliği yapıyor. Bölgede çok sayıda evliya mezarı ve türbesinin bulunduğuna dikkat çeken Eryaman, Anduğu’nun Türk-İslam dönemine ait izleriyle tarih meraklılarını cezbettiğini ifade ediyor.

Eryaman ayrıca, Yeşilyurt’u ziyaret edenlerin sadece tarihi yapıları görmekle kalmayıp, Osmanlı dönemine ait bir beldenin günlük yaşamına dair izleri de hissedebileceklerini vurguluyor. Özellikle Anduğu’daki bazı sokakların, “sanki Osmanlı Anduğu’su dondurulmuş da bugüne kalmış” izlenimi verdiğini dile getiren Eryaman, bu sokakların yürüyerek keşfedilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Doğası, mimarisi ve mistik atmosferiyle Yeşilyurt, Niğde’nin keşfedilmeyi bekleyen saklı cennetlerinden biri olmayı sürdürüyor.
