Bu durum, siyasi aidiyet ve duruşun önem kazandığı bir dönemde şaşkınlık ve tepkiyle karşılanmıştı.
Ancak bugünlerde gelinen noktada, Ömer Kılıç'ın kendisini başkanlık makamına taşıyan CHP ve MHP grubunu komisyon seçimlerinde yarı yolda bırakması, siyasi etik ve güven kavramlarını yeniden sorgulattı.
Ömer Kılıç Ak Parti ile barıştı !
2024 yılı encümen üyeliği ve komisyon seçimlerinde Ak Partili İl Genel Meclis Başkanı Ömer Kılıç'ın da desteği ile CHP ve MHP grupları mecliste çoğunluğu elde etmişti. Fakat son seçimlerde Ömer Kılıç'ın tekrar taraf değiştirmesiyle encümen ve komisyonlardaki çoğunluk AK Parti'ye geçti.
Bu değişim, meclis dengelerini ve siyasi tabloyu kökten değiştirdi.
Ne olmuştu ?
31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından oluşan yeni siyasi atmosfer, İl Genel Meclisi'nde de etkisini gösterdi. Yerel seçimlerin hemen ardından AK Parti İl Başkanı Mustafa Özdemir başkanlığında toplanan AK Parti İl Genel Meclisi üyeleri, meclis başkan adayını belirledi.
Oylamada Erdal Niğdelioğlu 9 oy alırken, Ömer Kılıç sadece kendi oyunu alarak 1 oyda kaldı. Bu sonuçla AK Parti'nin adayı Erdal Niğdelioğlu oldu.
Buna rağmen Ömer Kılıç, partisinin bilgisi dışında CHP ve MHP gruplarıyla gizli görüşmeler yaparak meclis başkanlığına aday olarak seçimi kazanmıştı.
Siyasilere güven kalmadı !
Son gelişmeler; Siyasette denge arayışı ve diyalog önemli olsa da, kişisel çıkar ve makam uğruna yapılan hesaplar halkın iradesini ve siyasi güveni zedeledi, yorumları yapıldı.
Ömer Kılıç'ı başkanlık koltuğuna taşıyan CHP ve MHP grubu, bu kez de kendilerini yarı yolda bırakan siyasi sahnede yerini aldı.
Ömer Kılıç'ın bu tutarsızlığı, meclis başkanlığı makamını itibarsızlaştırarak siyasi omurgasızlığın açık bir örneği olarak algılandı.
"Cesur" yorum !
İlimizde gerçeklerin aynası olma misyonu ile geçtiğimiz günlerde gazetecilik faaliyetlerine başlayan CesurSes ekibi olarak yorumumuz şudur; Sonuç olarak, siyasette duruş ve tutarlılık, halkın güvenini kazanmanın temel şartıdır.
Ömer Kılıç'ın önce kendi partisini, sonra da destekleyenleri yüzüstü bırakması, kişisel çıkarların toplumsal sorumluluğun önüne geçtiğini gösterdi.
Bu tür çıkar çatışmaları önce de yaşanmıştı, bundan sonra da yaşanmaya devam edecek. Peki kazanan kim olacak ?