10 yaşında İstanbul’da başladığı şapkacılık serüvenini 68 yıl boyunca tutkuyla sürdüren Çetin’in, Esenbey Mahallesi Paşakapı Caddesi’ndeki atölyesinden müzeye taşınan dikiş makinaları, usta elinin izlerini bugün ziyaretçilere aktarıyor.
HAYATINI ŞAPKAYA ADAYAN BİR USTA
1941 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Beyzat Çetin, daha 10 yaşındayken bir kunduracının yanında başladığı çıraklık yolculuğunda, çok geçmeden şapkacılığın büyüsüne kapıldı. 28 yaşında Niğde’ye yerleşerek küçük atölyesini açan Çetin, bir yandan geçimini sağlarken diğer yandan “Şapkacılık ölmez” inancıyla kentteki son temsilci unvanını korudu. Arkadaşlarının emekliye ayrıldığı yıllarda bile o ilk günkü heyecanla düğmeye bastı, günde on–on beş arası şapka dikerek hem gençlerin modern tasarımlarına hem de üst yaş grubunun klasik “sekiz köşeli” tercihlerine yanıt verdi.

MAKİNALARIYLA YAŞAYAN BİR MİRAS
Müzede ayrı bir vitrinle sergilenen iki el dikiş makinası, Çetin’in atölyesinin en kıymetli araçlarıydı. Üzerlerindeki ahşap işlemeler ve yılların aşındırdığı metal yüzey, usta eli ve emeğinin somut kanıtı olarak karşımızda duruyor. Kent Bedesten Müzesi yetkilisi, “Beyzat Usta’nın makinaları sadece birer obje değil; onun özveriyle nakşettiği kültürel mirasın kapılarını aralayan birer belgedir. Bu köşeyi hazırlarken gönlümüzdeki en büyük amaç, gençlere emekle yoğrulan bir sanatın kıymetini anlatabilmekti” dedi.

GELECEĞE TAŞINAN DEĞER
Niğde Bedesten Kent Müzesi, Beyzat Çetin’in anısını yaşatacak bu köşe ile hem bir ustanın öyküsünü yaşatıyor hem de el sanatlarının önemine dikkat çekiyor. Beyzat Çetin’in dikiş makinalarının sergilendiği köşe, Niğde’nin kültür rotasında mutlaka uğranması gereken duraklardan biri haline geldi. Ustanın “Şapkacılık ölmez” sözü, şimdi Bedesten Kent Müzesi’nde yaşayan bir miras olarak yoluna devam ediyor.