Artık önümüzde olan olay dahi bizi ilgilendirmez, hele ilerimizdeki bir olay ise bizim görmemizi bile istemez bir tutuma sürüklemiştir bizleri. Bunda insanoğlunun içinde bulunduğu toplumda her gün karşılaştığı olumsuzlukların büyük etkisinin olduğu bir gerçektir.
Türk toplumu orta Asya’dan itibaren günümüze kadar getirmeye çalıştığı yardım etme, yardımcı olma gibi hasletleri artık yerini yardım etmeme, yardımda bulunmama zihniyetine terk etmiştir. Bunda toplum olarak hepimizin payı olduğu bir gerçektir. Düne kadar eşine dostuna her türlü işinde yardımcı olan kişiler bugün kardeşine yardımcı olmada tereddüde düşer bir duruma gelmiş ise buradaki yanlışlığı toplum olarak sorgulamamız gerekir.
Bugün ekonomik durumun iyiliğinden bahsedenler, toplumda ki refah seviyesinin arttığından bahsedenler acaba neyin iyiliği ve refahını göz önüne almaktadırlar? Oturduğu apartmanda henüz kimlerin oturduğundan habersiz bir halde yaşayan insanlardan birbirine iyilik yardım ve hoşgörü beklemek ne derece doğrudur? Düne kadar eşini dostunu ayda birde olsa mektupla hal ve hatırını soranlar, bugün mektubun neresindedirler sormak gerekir? Gözü kapalı arkadaşına komşusuna bankaya gidip kefil olan esnaf ve vatandaş, bugün bankanın kapısından ürkek hale gelmiş ise bunda suçlu sadece vatandaş mıdır? Vatandaşın verdiği vergiler ile getirilen hizmetleri, yine vatandaşın gözünü kırpmadan kırması, dökmesi yakmasını neyle izah edebiliriz? Mahallede evinin önünü her gün yıkayıp süpüren evin kadını, dükkânının önünü her gün temizleyen esnafın bunu bugün devletten beklemesi onun vatandaşlık sorumluluğunda nerede olduğunun bir göstergesi midir?
Toplum olarak bir nemelazımcılık fikri bugün Türk milletini kuşatmış durumdadır. Bugün komşusunun kaldığı haksız muamelede sesini çıkarmayan duyarsız vatandaşımız, yarın kendi aynı durumla karşılaşınca yanında kimseyi göremeyince sızlanma hakkını kendinde görebilir mi? İşte tüm bu olumsuzluklar bizde bir yönetim yanlışlığının günden güne arttığının bir ispatıdır. Vatandaş olarak devlete olan güvendeki zafiyet bizi tereddüde düşürmüştür. Devlet bir yandan vatandaşına güven adı altında çeşitli kanunlarda düzenlemeler yaparken bunun vatandaşın güvensizliğine dönüşmesinin de şokunu yaşamaktadır.
Ülkede bir temiz eller operasyonundan önce temiz toplumda vatandaş olarak sorumluluklarımız nelerdir bunların masaya yatırılması gerekir. Bunun çocuklarımıza ana sınıfından itibaren müfredat programlarına konulup dürüst ve vatanın seven bir insanın toplumda yaşama kuralların nasıl olduğunu bilmesi ve bunu kendine rehber edinmesi gerekir. Yanlışı gördüğünde bunu hemen düzeltmek için yapması gerekeni gözünü kırpmadan yapan, devletin geleceği için kendi geleceğini ikinci planda gören gençlerin çoğalması ile ülkenin tekrar eski güç ve değerlerine ulaşacağına inanıyorum.