"Şekerpınarı suyu…"
Niğde’nin can damarı olan bu kaynak, 1990’lı yallarda İl Genel Meclisi üyelerinin imzasıyla Sabancı Holding’e verildi. Anlaşmanın süresi 50 yıl denildi. Karşılığında da Niğde’ye bir kız öğrenci yurdu yapıldı.

Peki sonra ne oldu?
Duyduk ki Sabancı Holding, bu hakkı İsrailli bir şirkete devretmiş. İşte burası kabul edilemez! Soruyorum: Bu milletin suyunu, bu toprakların geleceğini kimlerin masasında pazarlık konusu ettiniz? Hangi yetkiyle, hangi hakla, hangi vicdanla böyle bir mirası elden çıkardınız?
Niğde İl Özel İdaresi ve siyasiler artık susmamalı. O anlaşma yeniden açılmalı, hükümler tek tek incelenmeli. Eğer bir usulsüzlük, bir yanlış varsa; derhal iptal edilmeli. Şekerpınarı suyu, tekrar Niğde İl Özel İdaresi’nin kontrolüne geçmelidir.

Ben bu konuyu defalarca yazdım, yine yazıyorum. Çünkü bu mesele basit bir ekonomik anlaşma değil; bu mesele vebal meselesidir! O gün bu karara imza atan İl Genel Meclisi üyeleri, bu milletin karşısına çıkıp hesap veremeyecekler. Bu vebalin ağırlığı, hiçbir makamla, hiçbir sözle örtülemez.
Türkiye’nin suyu Türk milletinindir! Su, geleceğin en stratejik gücüdür. Petrol bitebilir, altın değer kaybedebilir; ama su olmadan hiçbir hayat devam etmez. Gelecek savaşlar işte bu yüzden su üzerine çıkacak.
O halde çağrım nettir:
Niğde’nin suyuna sahip çıkın!
Türkiye’nin suyuna sahip çıkın!
Geleceğimizin mirasını yabancı şirketlerin eline bırakmayın!