Niğde Belediyesi'nin basın müdürü koltuğunda oturan Sinan Ceylan...
Soyadı "Ceylan" olsa da, ne yazık ki belediyeciliğin hizmet dağlarında özgürce seken, vizyon sahibi bir figür izlenimi vermiyor-veremiyor. Aksine, Başkan Emrah Özdemir'in dinamik ve yenilikçi yaklaşımının yanında, Ceylan adeta silik bir gölge gibi duruyor.
Başkan Özdemir'in Niğde'yi geleceğe taşıma arzusunu yansıtan projeleri, kentin her köşesinde hissedilen enerjisi ortadayken, basın müdürünün bu vizyona ne kadar ayak uydurduğu büyük bir soru işareti. Bir belediye basın müdürü, başkanının misyonunu en iyi şekilde anlatacak, projelerini halka ulaştıracak entelektüel bir donanıma ve etkili iletişim becerilerine sahip olmalı değil midir?
Ancak Sinan Ceylan figürüne baktığımızda, ne bu entelektüel derinliği ne de kitleleri etkileyecek bir iletişim yeteneğini görmek mümkün. Basın bültenleri sıradan, açıklamalar yavan ve kamuoyuyla kurulan bağ zayıf. Sanki birileri bu dağlarda bu "ceylanı" sessizce avlıyor ve belediyenin iletişim stratejisi de bu sessizlikte kayboluyor.

Oysa Niğde; potansiyeli yüksek, gelişime açık bir şehir. Başkan Özdemir'in çabalarıyla bu potansiyel açığa çıkmaya başlamışken, basın müdürlüğünün bu dinamizme ortak olmaması, hatta adeta bir ayak bağı olması düşündürücü. Kamuoyunun bilgilendirilmesi, belediyenin şeffaflığı ve halkla ilişkilerde proaktif bir yaklaşım sergilenmesi gereken bir makamda, Sinan Ceylan'ın varlığı adeta bir boşluk yaratıyor.
Niğde halkı, belediyesinin icraatlarını doğru ve etkili bir şekilde öğrenmeyi hak ediyor. Başkan Özdemir'in vizyon projelerinin, Niğde'ye katacağı değerin anlaşılması için güçlü bir iletişim stratejisine ihtiyaç var. Ancak mevcut basın müdürüyle bu hedefe ulaşmak ne kadar mümkün, tartışılır.
Sonuç olarak, Niğde Belediyesi'nin iletişim kanallarının daha etkin ve vizyoner bir isimle yönetilmesi, hem belediyenin başarısı hem de Niğde halkının doğru bilgilendirilmesi açısından hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, bu "ceylan" belediyecilik dağlarında kaybolmaya, Niğde ise iletişim eksikliğiyle zaman kaybetmeye devam edecektir. Unutulmamalıdır ki, bu dağlarda gezinen her ceylan bir gün tavlanır...