Rapora göre, 2024 yılında 427 kişi doğrudan uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle hayatını kaybetti; bu, bir önceki yıla göre yüzde 42.3'lük rekor bir artış anlamına geliyor. Ölenlerin büyük çoğunluğunu 30 yaş altı gençler oluştururken, yıl boyunca yaklaşık 375 bin şüpheli hakkında yasal işlem yapıldığı kaydedildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan "Türkiye Uyuşturucu Raporu"nun 2025 yılı verileri, ülkedeki uyuşturucu tehlikesinin boyutlarını detaylı bir şekilde gözler önüne serdi. 198 sayfalık bu kapsamlı rapor, 2024 yılındaki çarpıcı istatistikleri içeriyor.
DOĞRUDAN MADDE BAĞLANTILI ÖLÜMLER YÜZDE 42.3 ARTTI
Rapora göre, 2024 yılında Türkiye genelinde doğrudan uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle 427 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam, 2023 yılına kıyasla ölümlerde yüzde 42.3'lük bir artış yaşandığını gösteriyor.
Ölümlerin Yaş Dağılımı: Hayatını kaybedenlerin çoğunluğunu 30 yaş altındaki kişiler oluşturuyor. 427 ölümün 160'ı bu yaş grubunda gerçekleşti.
Bu ölümlerin 6'sı ise 18 yaşından küçük bireylerden oluşuyor.
Ölümlerin önemli bir kısmı, yüzde 57.1'i (244 kişi), çoklu madde kullanımı nedeniyle meydana geldi.
375 BİNE YAKIN ŞÜPHELİYE İŞLEM YAPILDI
Narkotik suçlarla mücadele kapsamında 2024 yılı boyunca yurt genelinde yoğun operasyonlar düzenlendi.
Toplamda 309 bin 28 uyuşturucu olayına müdahale edildi.
Bu olaylarda 374 bin 948 şüpheli yakalandı.
Yakalanan şüphelilerin yüzde 78.2'sine "kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/bulundurmak" suçundan adli işlem uygulandı.
UYUŞTURUCU ETKİSİNDE ARAÇ KULLANANLARIN EHLİYETLERİNE EL KONULDU
Denetimler sırasında uyuşturucu ve uyarıcı madde etkisinde araç kullandığı tespit edilen sürücülere de yaptırım uygulandı. Rapordaki verilere göre, 2024 yılında 3 bin 656 sürücünün ehliyetine el konuldu.
TEDAVİ BAŞVURULARI VE SOSYOEKONOMİK DURUM
Raporda, uyuşturucu bağımlılığı tedavisi arayan kişilere ilişkin veriler de yer aldı.
Tedavi merkezlerine yapılan toplam ayaktan tedavi başvuru sayısı 390 bin 778 olarak kaydedildi.
Tedavi gören kişilerin sosyoekonomik durumları incelendiğinde;
Yüzde 43,2'sinin düzenli bir işi bulunmadığı,
Yüzde 3.2'sinin ise öğrenci olduğu belirtildi.
