Özellikle yaz aylarının vazgeçilmezi olan karpuzun seçimi konusunda yapay zekadan destek alma fikri, farklı görüşleri de beraberinde getiriyor. Yapay zeka destekli sistemler, karpuzun fotoğrafı üzerinden sap durumu, kabuk rengi, çizgilerin belirginliği gibi unsurları analiz ederek tatlılık tahmini yapıyor.

Ancak bu gelişme, geleneksel yöntemleri benimseyen pazar esnafı ve tüketiciler tarafından eleştiriliyor. Karpuzun iyi olup olmadığını anlamanın sadece görsel verilerle mümkün olmayacağını savunan gelenekselciler, dokunarak ve sesine bakarak karar vermenin önemine dikkat çekiyor. Özellikle karpuza vurulduğunda çıkan "tok" sesin, meyvenin iç yapısı ve olgunluğu hakkında önemli ipuçları verdiği belirtiliyor.
Ses, dokunma ve hissetme gibi duyusal unsurların yapay zeka tarafından yeterince değerlendirilemeyeceği yönünde görüşler ağırlık kazanıyor. Karpuzun arka kısmının büyüklüğü, sapının rengi ya da çizgilerinin netliği gibi görsel kriterlerin tek başına yeterli olmadığını düşünen birçok kişi, bu sürecin insan tecrübesine dayandığını vurguluyor.
Tüketiciler de karpuz alırken dokunarak, vurarak ve hatta bazen tadına bakarak karar vermeyi tercih ediyor. Yapay zeka ile yapılan seçimlerin henüz güven vermediği, geleneksel yöntemlerin ise kuşaklar boyunca aktarılan bir bilgi birikimine dayandığı ifade ediliyor.
Sonuç olarak, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bazı alanlarda insan sezgisi ve tecrübesi hala ön planda tutuluyor. Karpuz seçimi de, bu alanlardan biri olarak gündemdeki yerini koruyor. Yapay zeka, görsel analizlerde güçlü olsa da, duyusal karar süreçlerinde henüz ikna edici bulunmuyor.